KÖK
HÜCRE

Adipozit Kök Hücre Çalışması

Yağ dokusundan ayrıştırılarak elde edilen öncü hücrelerle zenginleştirilmiş yağ dokusu memeye yerleştirildiğinde, bugüne kadar meme büyütmede kullanılan yağ greftlerinden farklı olarak tamamen kalıcı büyüme sağlayabiliyor.


19. yüzyıldan itibaren uygulanmaya başlanan modern plastik cerrahi uygulamalarında, var olan tekniklerde yaşanan sorunların giderilmesi amacıyla arayışlar ve gelişmeler devam ediyor. Bu kapsamda meme büyütme tedavilerinde kullanılan silikon protezlere ve sonuçları beklenildiği kadar kalıcı olmayan yağ greftlerine alternatif olarak ortaya çıkan ve dünyada benzerleri uygulanan “adipozit kök hücre çalışması” Türkiye’de ilk defa Bayındır Hastanesi İçerenköy’de Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ve El Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza Erçöçen tarafından geçen temmuz ayında uygulandı.


Aynı gün hastanede çeşitli branşlardan doktorlara yönelik olarak şu an uluslararası ölçekte yağ dokusunda en güvenilir, en pratik ve en hızlı kök hücre elde etme sistemi olan ve ABD’nin Pensylvaina Üniversitesi’nde 1994’ten beri geliştirilen GID sistemi hakkında bir sunum yapıldı. Sunumu, GID sistemince bir referans merkezi olarak kabul edilen İspanya’nın Mayorca Adası’ndaki StemCenter kliniğinin direktörü Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Ramon Llull gerçekleştirdi.


Neden ihtiyaç duyuldu?

Prof. Dr. Ali Rıza Erçöçen, insanın yağ ve kemik hücrelerinden yani vücutta mevcut olan banka dokularından yararlanıldığını belirterek yapılan işlemin amacını şöyle anlatıyor: “Bugüne kadar yapılan meme büyütme ve rekonstrüksiyon operasyonlarında ya doğal olmayan silikon protezler ya da yağ dokusu greft olarak kullanılıyordu. Ancak doğal olduğu için tercih edilen yağ greftlerinin uzun vadede ancak yüzde 30’u canlı kalıyor, yüzde 70’i ise kayboluyordu. Hem kalıcı hem doğal olması ve doğallıktan da öte kişinin kendi dokusundan yaratılma amacıyla bu yöntem üzerinde çalışılmaya başlandı. 11 yıllık sonuçlar yöntemin sonuçlarının başarılı olduğunu gösterdi.”


Nasıl uygulanıyor?

Basit gibi görünse de aslında çok kompleks olan uygulama ameliyathane koşullarında yapılıyor.  Bu işlemde yağ dokusunu elde etmek için liposuction yapıldığını ve böylece hastanın vücuduna kontur verme şansına da sahip olduklarını belirten Prof. Dr. Erçöçen, işlemin detaylarını şöyle açıklıyor: “Hastadan alınan yağ dokusu önce kan hücrelerinden arındırılıyor ve asitliği azaltılıyor. Yıkama ve enzimatik işlemin ardından hücreler ayrışıyor ve on dakikalık santrifüj sürecinin sonunda tekrar yıkanıyor. Stromal Vasküler Fraksiyon denilen mezanşimal hücre grubu böylece ayrışıyor. Bu hücreler içlerinde öncü yağ hücreleri, öncü damar ve öncü bağ dokusu hücreleri ve özellikle inflamatuvar hücreleri içeriyor. Kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ dokusu memeye yerleştirildiğinde kalıcı sonuçlar elde ediliyor.”


Prof. Dr. Erçöçen geçmişte bir memeye 2 kg yağ dokusu eklendiğini ancak belli bir süre sonra memede geriye 300 g yağ kaldığını, bu yöntemde ise 2 kg yağdan alınmış 50-60 cc kök hücre eklenmiş 100 g yağ dokusu verildikten 30 gün sonra memede hacim artışı oluştuğunu söylüyor.


Farkı nedir?

Günümüzde plastik cerrahi alanında çeşitli hücresel bazlı tedavilerden farkını sorduğumuzda Prof. Dr. Erçöçen şu açıklamayı yapıyor: “Söz konusu uygulamaların çoğunda dokular laboratuvar ortamında çoğaltılıyor. Ancak çoğaltılanlar öncü hücreler değil, olgun hücreler oluyor. Oysa öncü hücrelerin en önemli özelliği enjekte edildiği ortama dönüşebilmeleri. Bu hücreleri yağ dokusuna enjekte ettiğinizde yağ dokusu ögeleri artıyor, deri altına enjekte edildiğinde derinin bağ dokusu artıyor, kas hücresine enjekte edildiğinde ise kas hücrelerine yani bioblastlara dönüşüyor. Eklem içine verilen öncü dokular ise kıkırdak ve kemik dokuya dönüşüyor. Oysa erişkin hücrelerde bu farklılaşma görülemiyor. O hücre tek tip oluyor ve görevi de tek yönlü kalıyor.”


Başka alanlarda kullanılabiliyor mu?

Kişinin yağ veya kemik iliğinden alınan dokular işlemden geçirilip ayrıştırıldıktan sonra elde edilen ve “mezenşimal” olarak adlandırılan kök hücreler meme büyütmenin yanı sıra doğumsal veya sonradan olma defektlerin düzeltilmesi, yumuşak doku dolgusu, yumuşak doku onarımı, kronik yara tedavisi, osteoartrit tedavisi, eklem hasarlarını giderilmesi ve eklem fonksiyonlarının artırılmasında da kullanılabiliyor.


Memesi alınan kadınlar için bir seçenek

Günümüzde meme kanserinin cerrahi tedavisinde meme başı koruyucu cerrahi yapılabilmesi sayesinde sadece memenin hacim kayıplarının giderilmesi kadın hastalar için yeterli oluyor. Birçok hastanın protez kullanmak istemediği düşünüldüğünde “Adipozit Kökenli Kök Hücre Çalışması” sayesinde kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ dokusu nakli, kaybedilen dokunun büyük oranda tekrar kazanılmasını sağlıyor.